24 Şubat 2009 Salı

Ve kaybettik

Bir yer bulmalıyız sığınmak için bir yer dilleri çok süslü ya da ağır
Bir yer bulmalıyız özlemek için bir yer kolları çok uzun ya da kirli
Bir yer bulmalıyız ölmek için bir yer
Düşünemiyorum ki

23 Şubat 2009 Pazartesi

Akıl Çürümesi

Kendini bulacaksın.Duvarlar etrafında hızla yükselirken,seni havasız ve ışıksız bırakırken sadece birazcık zaman sonra kendini bulacaksın. Uyuşmuşluk hissi kemirirken deri altlarını,kaşıntıların nüksetmişken vücudunun her köşesinde soğuk bi su çarp yüzüne,biraz temizlen ve aynaya bak,tam da gözlerinin içine ve birşeyler söyle,sesini duy kendi kulaklarında ama gerçekten duy ve kim olduğunu düşün,al eline kalemi ve porterini çiz,kimler neresinde o portrenin tekrar karar ver.Kendini bulacaksın böylece. Ve sadece birazcık zaman sonra çürümüş acıların arasına katacaksın bunu da,yükün biraz daha ağırlaşacak ama korkma,çünkü taşıyacaksın bunu da hiç de zorlanmadan.Aklın uslanmayacak belki ama yürümeye ve hatta koşmaya devam edeceksin sırtındaki ağır yüke rağmen.Eğer bir bilgisayar oyunu olsaydık şimdiye çoktan çökmüştük ama sonuçta bizim sistemimiz biraz daha farklı.Bekleyebiliriz.Yüklenebiliriz.İlerleyebiliriz.Ama asla son bulmaz oyunumuz. Bitişi finali sonu yok. Oyun devam ediyor ve sadece birazcık zaman sonra kendine geleceksin.Az kaldı,çürütme aklını.

16 Şubat 2009 Pazartesi

Terk edilmek

Terk edilmek..Yaralar,acıtır.Bu basit kısmı.Sonra terk edilmek garip bi çekicilik taşır kendi içinde.Önce yalancı bir ferahlık verebilir insana.Oh dersin ^kendini kandırmaktır maksat^ iyi bile oldu..Bir süre değişimin içinde olduğun için çok hissetmezsin yarayı,zamanı farklı şekilde geçirmek kolay atlattım hissi verir daha çok.Sonraları uykuların bölünmeye başlar kabuslarla.İştahın kapanır yavaş yavaş.İçi boş bir kukla gibi salınmaya başlarsın.Açlıktan midene kramplar girer,midende acı hissedersin,kör kütük bir acı.Nefesin kesilmeye başlar akşamüstleri.Eskiden olsa o saatlerde filmin son sahnelerine gelindiğinde sigara içerdiniz beraber.Şimdilerde ise evden çıkmamaya başlamışsındır.Pijamanı bile çıkarmıyorsundur üzerinden,saçların kir içinde,hiç birşey yapmadan öylece duruyorsundur çivilenmiş gibi.
Terk edilmek belki kolay gelir kulaklara.Çünkü o kulaklar ağrılar içinde yapayalnız kıvranmamıştır hiç.Gecenin en siyahına doğru ilerlerken tek başınalığın korkunç ızdırabını hiç tanımamıştır o yürek.Çünkü zaten beraberliğin yüceleşmiş hissini de tatmamıştır...Terk edilmenin acısını biliyo olmak sahici bir pencereden hayata bakıyor olmanın bir kanıtıdır.Terk edilmenin acısını yaşamak;büyümek büyümek ve büyümektir...

15 Şubat 2009 Pazar

Terk edilmek.

İşleri daha fazla zorlaştırma derler ya hep.hayatını toplayıp çıkarken bedeninden.

Terkedilmek hep bu kadar kolay mı gelir kulaklara,içindeki insan artık bir ölüyken?

12 Şubat 2009 Perşembe

Sahte Plastik Ağaç

Sahte bir plastik ağaç oturdu içime.Kök saldı,büyüyor her geçen gün.Kurtulmak imkansızlaşıyor her geçen saat,çünkü bağlanıyorum.Sahte dallarına,sahte budaklarına,sahte canlarına bağlanıyorum..Yaş dallarından,sahte çizgilerinden tutunup yukarı çıkıyorum.Kırılıp,beni betona çarpması olası..Ama tutunup çıkıyorum,ellerim kayıyor,yaprakları bıçak gibi kesiyor bazen ama tırmanıyorum...Bitmiyor hırsım ve tükenmiyor umudum..Ne umudu bu,orası çok komik.Neyle dolu,ben diyim sapla sen de samanla.Ama birşeyle dolu ya nasılsa,yeter küçük cenine.
Üstelik canlı bir ağaç bu,plastik olduğuna bakma her an uçup gidebilir sonsuzluğa.Uçsuz bucaksız bir gökyüzü var önümüzde.Boş bir ceviz gibi yuvarlanırız zifiri karanlıkta...
Yeni bir kaos var,eski ruhumuzu kaybettik ama inanıyoruz saplara ve samanlara.Kutuda zincire vurulmuş olsak da,bulutların üzerine geçebiliyoruz galiba.Derindeyiz biz hala derinde.Korkusuzca ve isteyerek,bir başına..

5 Şubat 2009 Perşembe

Mika

O huzurun kıymetini bil. Hayat akıp gidiyor şimdi kaygan koridorlarda ve sen baş aşağı yada tepetaklak gitmiyorsun baksana huzur var!!
Aşkla kapa gözlerini,uyurken bile koluna yapış bırakma yahu!!!
Ruhum seramikten biraz daha sert bir madde gibi.
Sert,kuru ve susuz...
Kurtuluş var galiba,zaten her zaman bir çözüm yolu vardır.
Ama umarım vazgeçmek değildir kurtuluş,çekip gitmek,savaşmamak yada aşktan vazgeçmek...
Bunlar kurtuluş olamaz.
İtiraz eden herkesin kafasına vurucam bu cümleleri.
Küçücük beyinlerinde nefessiz ölürlerken anlayacaklar haklı olduğumu.
AŞK VARDIR.

3 Şubat 2009 Salı

Biraz sonra seni gördüm

Dün bir tanıdık gördüm yolda,bir tanıdığımızı.Benim kuzen dediğim bir hatun hani.
Seni sordum,bir yerlerde olduğunu söyledi. Always!!
Gelemedim. Ama tüm gün,saatler boyu sadece bir kat üzerinde oturdum durdum.Back House!!
Haberimiz yok. Bize kalsa içimize doğsaydı buluşurduk arada. Ya sen gözünü karartıp yukarı çıkardın ya ben ^^bi dakka ya bişey çekiyor^^ diyip aşağı inerdim^.
Ama olmadı,sonradan fark ettim. Ne yapalım.
Durakta da bakındım ama yoktun. Olmadın.
Zaten o günkü gibi olamaz artık bi daha.En az 7 kişiydik. Çekirdek çitliyoduk hani.
Ah. Güzeldi.

1 Şubat 2009 Pazar

Help !

Sinirlerim alt üst.
Tıkanıyorum Güner.
Zorluk içi zorluk zorluk içi zorluk
Çıkamıyorum.
Bir mektup düşündüm. İçimi dökmek üzere bir dosta yazılmış.Sanırım bu satırlar bir başlangıç o mektup için.Devamı yıllar yılı huzurlarında olacaktır..
Şimdi tıkanıyorum..